Sunday, March 27, 2011

Yurt Yaşamı @Milano vs. @Sabancı

Yurdu niye anlatıyor şimdi bu, diyebilirsiniz. Bunu hissediyorum:) Ama bahsetmek istediğim birkaç önemli nokta var:
1)
Kaldığım yurt, üniversitemin(devlet üniversitesi) öğrencilerine aylık 180 Euro'ya sağladığı yurt. Biz, Erasmus öğrencilerinden 300 Euro alıyorlar, neden bilmiyorum. Ama ben, çok da şikayet etmiyorum, helali hoş olsun verdiğim para:) Milano gibi bir yerde 300 Euroya kalacak yerim var ya yeter! Hem deee...


Sabancı'daki(özel üniversite, ne kadar ben para ödemesem de) yurdumun, yaklaşık 2.5 katı büyüklüğünde. Her hafta, çarşafları değiştirmelerinin yanında, tüm havlularını da değiştiriyorlar. Şimdi sıkı durun: Üstüne tuvalet kağıdını veriyorlar! Şimdi bunlardan bize ne, diyebilirsiniz... Ancak, bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Çok öğrenci yanlısı değil mi?

Daha bitmedi. Yurtta kaldığın için Sodexho kart benzeri bir kartın var, üniversitenin yemekhanesinden %50 indirimli yemek yiyorsun. Akşamları yemekhanede yemek istemeyeceğini de düşünmüşler, şehrin çeşitli noktalarında anlaşmalı restoranlarda indirimli yiyebiliyorsun.

Şimdi insan bunları görünce, isyan etmeden yapamıyor. İtalya, öyle çok çok sosyal bir devlet sayılmaz. Bir Kanada, bir İsveç değil. Ama öğrencilerine bu imkanları sağlaması çok hoş. He bu sadece benim üniversiteme has bir şeyse, bu sefer devlet üniversitesi olan üniversitemi bu öğrenci yanlısı yaklaşımından dolayı kutlamak lazım!

Allah aşkına, Sabancı bunların aldığının 2 katı parayı (İstanbul'la buradaki alımgücü farkını düşünürsek daha da fazla); şehre 45 km uzaklıkta bunun yarısı kadar bir oda için alıyor ve biz her öğüne yaklaşık 10-12 lira gibi bir para ödüyoruz. Sabancı yurdunun, haftada bir olan temizliği(burada 2 haftada bir) ve koridorlardaki sebiller dışında cazip bir yanı yok. Tekrar söylüyorum, ben Sabancı'ya zaten hiç para ödemiyorum. Ancak, vakıf üniversitesi olan okulumuzda-ve diğer vakıf üniversitelerinde- ya da Türkiye'deki devlet üniversitelerinde aynı anlayışı görememek, insanı üzüyor.

2)
Şimdi bir de, yurttaki sosyal yaşantıdan bahsedeceğim. Ama önce Sabancı'dan alışık olduğumuz bir durumdan bahsetmem gerekiyor.

Biz Sabancı'da selam verme özürlüyüzdür. Bu ne demektir? Şimdi, birini tanıyorsunuzdur, aynı dersi almışsınızdır ya da aynı projede yer almışsınızdır ya da birlikte ödev yapmış/sınava çalışmışsınızdır.  Ama bunlar, geçen dönem olmuştur mesela. O zaman, artık selam vermenize gerek kalmaz. Yani, gözgöze bile gelseniz, kafanızı rahatlıkla çevirebilirsiniz. He bu arada, selam verme derken, durup ayakta 5 dk. hal hatır sormaktan bahsetmiyoruz. Bir "Selam" olabilir, sadece bir gülümseme olabilir, o bile zor geliyorsa, başınla bir selam verme olabilir... Hayır, bu insanlar seni gördüğünde başını biraz olsun eğerek selam vermekten acizdirler ama facebook'ta "arkadas" olarak eklemekten geri durmazlar!

Gelelim buradaki duruma... Malum ben yeni olduğum için yurtta çok insan tanımıyordum. Yani yeni yeni tanımaya başladım. Neyse, yurda giriyorsun ya, koridorun diğer ucunda bile biri varsa "Ciao" diyor:) Başlarda, herhalde bana demiyordur, tanımıyor beni diyordum. Çevreme bakıyordum, başkasına mı dedi, diye:) Hani bırakın yanyana/gözgöze gelmeyi, ben onun orada olduğunu bile farketmemişim biri bana " Ciao" diyor:)  Mutfaga gidiyorum, kimseyi tanımıyorum, hepsi "teker teker" "Ciao" diyor. Mutfağın önünden biri mi geçiyor, kapıdan başını sokup "Ciao" deyip öyle geçiyor... Mutfakta karşılaşıp da, sohbete başlamadığım İtalyan olmadı şu ana kadar... Ya bu ne güzel memlekettir ya:)

Velhasıl, bu vesileyle tekrar: I love Italy!

No comments:

Post a Comment